Kültürel Ve Doğal Mirasımız Alanya

Kültürel ve doğal mirasımız Alanya

Cumhuriyet dönemine kadar Alaiye olarak anılan Alanya'nın adı Mustafa Kemal Atatürk tarafından değiştirilmiştir. Günümüzde en çok turist çeken bölgelerden biri olan Alanya, tarihi boyunca askeri ve ticari üs olarak önemli bir konuma sahip olmuştur.
Bu konumun olmasında hiç kuşkusuz Alanya Kalesi'nin önemli bir payı vardır.
6 km uzunluğundaki surlarla çevrili 10 hektarlık bir yarımada üzerinde yer alan Alanya Kalesi, Romalılar, Bizanslılar ve son olarak Selçuklular'a ev sahipliği yapmıştır.
Kaledeki Selçuklu sarnıcı, Bizans Kilisesi, Sultan Sarayı ve Selçuklu hamamı kalıntıları geleneksel kent dokusuyla bütünleşir.
İlk kuruluş tarihi ve kimler tarafından kurulduğu tam olarak bilinmeyen Alanya, ilk olarak M.Ö. IV. yüzyıl coğrafyacısı Scylax buradan Corakesion (Coracesium) olarak bahsetmiştir. Strabon ise Korakesion'u Kilikya'ya batıdan girildiğinde ortaya çıkan ilk şehir olarak tanımlamış ve zaptedilmesi zor olan çok sarp bir kaya üzerine kurulduğunu belirtmiştir.
Korakesion; Doğal savunma tesisi ve korunaklı limanı sayesinde küçük bir askeri birlikte bile korsanlar ve isyancılar için ideal bir sığınaktı. yüzyılda bir korsan limanı ve merkezi olmuştur. Orta Kale'nin Arap Azizlerinden Ehmedek'e kadar olan bölümünde yer alan ve iri taş ve harç bloklarıyla Helenistik sur duvarı, M.Ö. II. 16. yüzyılda kentin hükümdarı olan Diototos Tryphon döneminden kalmıştır.